Blog

Tüp Bebek Tedavisi Bilmeniz Gerekenler

Posted by:
Posted on: June 22, 2017
Tup Bebek Tedavisi img img img

Tup Bebek Tedavisi

Tüp Bebek tedavisi kimlere uygulanabilir, ne zaman düşünülmelidir?

Aşağıdaki durumlarda Tüp Bebek Tedavisi uygulanabilir:

Her iki tüpün tıkalı (kapalı) olduğu durumlarda ya da ameliyatla tüpleri alınan hastalarda uygulanır. Bu durumda sperm hücresinin yumurta hücresine ulaşıp, dölleme şansı yoktur.

Bazı hastalarda yumurtlama tedavileri ve rahim içi aşılama yöntemi birkaç denemeden sonra başarılı bir sonuç vermeyebilir.

Bazı durumlarda da hiçbir neden bulunamayabilir, açıklanabilir bir sebep yoktur. Malesef Kısırlık vakalarının %20 sinde bütün araştırmalara rağmen bir neden bulunamamıştır. Bu tip durumlarda özellikle bayan 36 yaş üzerinde ise tüp bebek tedavisi düşünülür.

Şiddetli Polikistik over sendromu ve Yumurtlama bozuklukları olan, diğer yöntemlerle hamile kalamayan hastalarda döllenme gerçekleşemeyebilir.

Kadınların düzenli regl olmasını sağlayan, rahim içindeki zar dokusunun (endometrium) rahim içi dışına, yumurtalıklara, karın içi zarına veya tüplere yerleşmesi durumuna Endometriozis denir. Rahim dışı bölgelerde adet dönemlerinde oluşabilecek kanamalar sonucu tüplerde, karın zarında yapışıklıklar ve yumurtalıklarda Halk arasında çikolata kisti diye bildiğimiz oluşum görülebilir endometriozis hastalığının şiddetli olduğu durumlarda, özellikle 35 yaşını geçmiş, çocuk sahibi olamayan endometriozis hastaları için tüp bebek yöntemi ilk seçenek olabilir..

Servikal etken tespit edilebilir

İmmunolojik etkenler ,(İmmünolojik infertilite) söz konusu olabilir

Baba adayının meni içerisinde hiç sperm bulunmaması yani azospermide-ya da sperm sayısı 20 milyon/ml’den az olması yani oligospermi veya sperm hareketliliğinin yetersizliği. Bu problemler hem ayrı ayrı, hem de birlikte görülebilirler.

Örneğin Bazı Erkek hastalarda ergenlik ve erişkin döneminde geçirilmiş kabakulak ve ateşli hastalıklara bağlı olarak sperm üretiminde bozukluklar oluşabilir

Yada Doğumsal sperm kanallarında bozukluk olan ya da zaman içerisinde geçirilmiş iltihap hastalıkları ve ameliyatlara bağlı olarak gelişen sperm kanalları kapanbilir, Bu hasta gruplarında testisten enjektör yardımı ile sperm elde edilebilir.

Bazı baba adaylarında inmemiş testis görülebilir yine bu durumda da cerrahi işlem ile sperm elde edilebilir

Ayrıca bir operasyon sebebiyle bir ya da iki tüpü alınan kişilere tüp bebek uygulaması yapılabilir. Çünkü Tüp bebek uygulamasının kadının tüpleri yani yumurta kanalları ile bir ilgisi yoktur. Tüpleri olan ve olmayan kişilerde tüp bebek ile hamilelik başarısı aynıdır.

Ancak anne adayının ameliyatla her iki yumurtalığı alındığı durumlarda tüp bebek uygulaması mümkün değildir, yumurta sağlanamaz ve hormon düzeyleri yeterli olmaz. Fakat tek bir yumurtalığı alınan bir anne adayının şayet hormon rezervleri iyi ise tüp bebek uygulaması yapılabilir.

Tüp Bebek Tedavisi nedir, nasıl uygulanır?

Kısaca Tüp Bebek, bayandan toplanan yumurtaların vücut dışında, laboratuvar erkekten alınan spermlerle döllendirilmesi sonucu oluşan embriyoların 2 ile 5 gün sonra tekrar anne adayının rahmine yerleştirilerek oluşan gebeliktir.

Dünyada ilk kez İngiltere’de 1978 yılında bu yöntem ile Loise Brown adında bir kız bebek dünyaya gelmiştir. Tüp bebek tedavisi 1990′lardan sonra geliştirilen yeni tedavi yöntemleriyle çok ciddi ilerlemeler kaydetmiştir. Günümüzde, binlerce çift , her yıl , bu yöntemle çocuk sahibi olmaktadır.

Daha detaylı olarak anlatmak istersek; tüp bebek tedavisi genellikle birkaç aşama olarak gerçekleştirilmektedir. Bu aşamaları dört ana başlık altında toplamak mümkün.

İlk olarak çiftlerle detaylı bir görüşme yapılır, geçirilmiş olan hastalıklar, yapılan tetkikler ve tedaviler hakkında bilgiler edinilir..Buna “Hikaye alma” veya “anamnez alma denir. Bu aşama çok basit gibi görünse de aslında tedavi sürecinin doğru şekilde planlanabilmesi için oldukça önemlidir, detay veya önemsiz gibi görünen pek çok konu veya tecrübe aslında tedavi açısından oldukça önemli olabilir , bu nedenle görüşmede doktor ile açık , net ve detaylı bir şekilde görüşülmelidir ve sorulan sorulara karşı tarafın istediği şekilde detaylı ve doğru olarak cevap verilmelidir.

Bu görüşme sırasında gerekli muayene ve ultrasonografik incelemeler yapılabilir, gerekli görülürse rahim filmi (HSG) veya histeroskopi yapılması istenebilir. Ayrıca ek olarak kadına ait kan sayımı, kan grubu ve serolojik testler denen hepatit ve HIV testleri , tiroid fonksiyon testleri ve prolaktin hormon düzeyi tesltleri de istenebilir.

Erkek partnerinde üroloji/androloji uzmanı ile görüşmesi sağlanarak tanısal değerlendirme/muayene yapılabilir. Ayrıca yine erkek partner uygun şartların sağlanabildiği durumlarda tedavide başarı şansını arttırıcı ek uygulamalar konusunda veya operasyon gereken koşullar konularında bilgilendirilebilir.

Tüm bunların sonucunda uzman doktorlar tarafından çifte özel oluşturulan tedavi planının ilk aşamasına geçilir.

1- Ön Siklus

Uzun tedavi protokolü;

Uzun protokolde adetin bu iğnenin kullanımı sırasında vajinal kanama olduğunda kanamanın 3. günü ya da kanama olmazsa iğnenin 14. günü hasta ultrason yapılmak üzere çağrılmaktadır. Ultrasonda endometriumun ince olduğu (5mm ve altı) ve yumurtalıklarda 10 mm’nin üzerinde folikül olmadığı görüldüğünde ve gerekirse kan östrojen düzeyi de kontrol edilerek (genellikle 70 pg/ml’in altında ise) ikinci aşamaya geçilmektedir.

Çiftler tedaviye başlamaya karar verdiği andan itibaren kadın, olacağı ilk adet gününde doğum kontrol hapı kullanımına başlar. Doğum kontrol hapının kullanım amacı, hastanın adetini düzenlemek, ve tedaviye başlayacağı bir sonraki adet dönemine kadar herhangi bir yumurtalık kistinin oluşma şansını da ortadan kaldırmaktır. Hastanın adetinin 21-23. gününde tedavisine gonadotropin-releasing hormon (GnRH) analoğu eklenir. Yüksek etkili bir anti-hormon olan GnRH, burun spreyi ya da günlük enjeksiyon olarak verilmektedir. Bu yaklaşık 8-14 gün süren bir hazırlık aşamasıdır. Bu aşama ile gelişecek foliküllerin homojen büyümelerini sağlamak için bir tür hormonal baskılama yapılmaktadır. Günlük enjeksiyon olarak verildiyse bunu hastalar kendi kendilerine uygulayabilirler, aşı gibi cilt altına verildiğinden yapılışında bir özellik yoktur.

Bu sırasında vajinal kanama oldursa kanamanın 3. günü ya da kanama olmazsa iğnenin 14. günü hasta ultrason yapılmak üzere davet edilir. Ultrasonda endometriumun ince olduğu (5mm ve altı) ve yumurtalıklarda 10 mm’nin üzerinde folikül olmadığı görüldüğünde ve gerekirse kan östrojen düzeyi de kontrol edilerek (genellikle 70 pg/ml’in altında ise) ikinci aşamaya geçilmektedir.

2- Yumurtalık uyarıcı hormonlar kullanımı ile yumurta geliştirilmesi, takibi ve yumurta toplanması

Tüp bebek tedavisinin ikinci aşamasında amaç, ve çok sayıda folikülün (içinde yumurta hücresi olduğu düşünülen kesecikler) gelişiminin sağlanmasıdır. Bunun için vücudun yumurta üretim sistemini baskılayarak veya kontrol altında tutarak dışarıdan verilen FSH, HMG içeren hormon iğneleri ile düzenli bir şekilde yumurtalıkların uyarılır. Burada oluşan folikül sayısının az veya ihtiyaçtan fazla olması tedavide başarı şansını doğrudan etkiler.

Bu nedenle Doktor, her çifte özel bir planlama yapar.Folikül gelişim takibi kanda östrojen düzeyi ve ultrasonografide folikül sayısı ve boyutları ölçülerek yapılmır ve bu tüm bu verilerin birlikte değerlendirilmesi ile FSH, HMG içeren iğnelerin dozu yumurta geliştirilmesi aşaması süresince belirlenir. Foliküller büyüdükçe kandaki östrojen düzeyleri yükselecektir. Bazı özel durumlarda kan LH ve progesteron hormonları da ölçülerek fikir edinilmektedir. Bu takipler yumurtalıkların cevabına göre günlük ya da gün aşırı olabilir. Yaklaşık 8-10 gün süren ikinci aşama sonrası foliküllerin en büyüğü 18-20 mm boyutlarına ulaştığında HCG iğnesi ile (çatlatma iğnesi) yumurtalar olgunlaşma sürecine girer ve bu iğneden yaklaşık 34-36 saat sonra yumurtalar ameliyathane ortamında toplanır ve emrbiyoloji laboratuarına ulaştırılır. Yumurta toplama işlemi için hasta sabah aç karnına kabul edilip uyutulur, bu işlem yaklaşık 20 ile 30 dakika sürer. Hastanın uyuduğu için ağrısız bir işlemdir. IVF için yumurtalara vajinal yolla ulaşılır. Bu işlem için, yumurtaları dışarı doğru emen ve doğru yere yönlendirilmesi için ultrason yardımıyla yönlendirilen bir iğne kullanılmaktadır.

Takip sırasında ultrasonda görülen her folikülden yumurta geleceğinin bir garantisi yoktur. İşlem sonrası elde edilen yumurta sayısı ile doktorunuzun gelişimi takip ettiği folikül sayısı değişiklik gösterebilir.

3- Yumurtaların ve sperm hücrelerinin elde edilmesi, laboratuar ortamında döllenmesi ve embriyo gelişiminin takibi

Özel cihazlar ile laboratuar ortamında alınan yumurta hücreleri, büyüme sıvıları içerisinde toplanır ve dölleme işlemine kadar bu ortamda tutulurlar. Bu sırada erkekten sperm örneği alınır ve laboratuar ortamında döllenmeye hazır hale getirilir. Eğer semenden sperm hücresi elde edilemezse, erkek partnerin yumurtalıklarından cerrahi yolla sperm toplanarak bu spermler ile tedavi gerçekleştirilebilir.

Döllenme işlemi için farklı metodlar kullanılabilir.

Klasik tüp bebek yönetmi yani sperm ve yumurta hücrelerinin aynı ortam içine konularak, spermlerin doğal ortamlarında yumurtaya ulaşarak döllenme sağlanması.

Mikroenjeksiyon yani seçilmiş sperm hücresinin yumurta içerisine mikrokanüller kullanılarak döllenme sağlanması

4- Seçilen embriyoların rahme transferi

Embriyonun rahme transferi anestezi gerektirmeyen ağrısız bir işlemdir. Genellikle abdominal ultrason eşliğinde ince bir kateter ile yapılır. İşlem öncesi rahim ağzı özel sıvılar ile temizlenir. Transferden 1-2 saat sonra hasta evine gidebilir. Eğer hastanın kalan döllenmiş iyi kalite embriyosu varsa, bu durum çiftlere iletilir ve uygun şartlarda bu embriyoların dondurularak saklanması sağlanmaktadır.

Yapılan bir çok araştırma en iyi başarı oranı 2.ve 3 denemelerde gerçekleştiğini göstermektedir Embiryo transferinden iki hafta sonra gebelik testi yapılır.. Yoğun stres altında gebelik olasılığınız büyük oranda riske girebilir, bu nedenle rahat olmanız ve pozitif düşünmeniz önemlidir.

Hangi yöntemin kullanılacağına, çiftlerin yumurta ve sperm özellikleri ile daha önceki tedavi hikayeleri değerlendirilerek doktor tarafından karar verilir.

Bu döllenme sayesinde anne karnında gelişen bebeğin temel taşı olan embriyo oluşmaktadır. Bundan sonra yumurtalar inkübatör adı verilen ve rahim ortamını en iyi şekilde taklit etme amacı ile üretilmiş özel cihazlar içerisinde ,günlük olarak takip edilir. “Embryoskop” denilen cihazlar ile embriyolar bulundukları ortamda herhangi bir değişiklik yapılmasına gerek kalmadan canlı olarak izlenir ve gebelik oluşturma potansiyeli en yüksek embriyonun seçimi daha güvenli yapılır. Bu oluşumun sonucu hastaya bildirilir ve embriyo transferinin yapılması için bir gün kararlaştırılır.

Aşağıda, tüp bebek tedavisi hakkında daha fazla makale bulabilirsiniz: